9 Temmuz 2015

Slow West - 2015

KÜNYE
Yönetmen: John Maclean 
Senaryo: John Maclean 
Oyuncular: Michael Fassbender, Kodi Smit-McPhee
Ülke: İngiltere, Yeni Zelanda
Yıl: 2015
Süre: 84 dakika 

Puan:    @IMDb

Ay'a giden bir demiryolu. Oraya vardığımızda da ilk yapacağımız yerlilerini katletmek olacak.

Jay (Smit-McPhee), İskoçya'dan Amerika'ya gelmiş, sevdiği kadının izini süren 17 yaşında bir gençtir. Yolu bir kanunsuzla, Silas'la (Fassbender) kesişir. Silas makul bir ücret karşılığında Jay'e korumalık teklif eder. Yolculuğu yalnız tamamlayamayacağını düşünen Jay bu teklifi tereddüt etmeden kabul eder. Ne var ki Silas'ın da kendi planları vardır. 
 
Maclean'ın ilk uzun metrajlı deneyimi Slow West. Alışıldık westernler dışında, daha çok karakterler üzerine yoğunlaşmış bir yol hikayesi. Umudun, hayalperestliğin, saflığın simgesi Jay ile karamsarlığın, yalnızlığın vücut bulmuş hali Silas'ın birlikteliği. Yavaş tempolu bu westernin her sahnesi bir fotoğraf karesi gibi, sinematograf Robbie Ryan çok başarılı ve temiz bir iş çıkarmış. 

Filmde elbette zayıf noktalar var, en başta Silas'ın -kendi planları olsa dahi- yardımını sunması gibi. Kendisini ilk sahneden acımasız ve kuralların dışında yaşayan biri olarak görüyoruz. O durumda, pek ala Jay'i öldürüp tüm parasını ve eşyalarını da alabilirdi. Tam olarak neden yardım teklif ettiğini bilemiyoruz. O kısım biraz eksik kalmış. Bununla beraber Jay'in, hem de o kadar açık tenli birinin, vahşi batının tüm o sıcağında şapkasız bir halde yollara düşmüş olması tam olarak akla yatkın değil. Bırakın güneş yanığını, herhangi bir kızarıklığı dahi yok. Son çatışmada devasa tüfekten devasa kurşunlar yiyen birinin de bir kaç parçasının kopmasını beklerdim tabi.

Fassbender, gayet ikna edici bir kovboy olmuş. Geçmişi sebebiyle biraz huzursuz bir ruh. Filmin anlatıcısı da kendisi. Rolü için kendini çok zorlamamış, ancak hikayede bunu gerektirecek bir şey de olmadığından göze batar bir durum yok. Smit-McPhee ise hülyaları bakışlarıyla aklı bir karış havada aristokrat genç işini gayet iyi kıvırmış diyebiliriz. Yan karakterlere pek yoğunlaşılmadığından diğer oyuncular için ekstra bir şeyler söylemek yersiz olur.

Jay'in arayışı, aslında görüyoruz ki -Maclean bu konuda hiç kafa karışıklığına mahal vermemiş- tümden bir aldatmaca. Aşık olduğu kız bizzat söylüyor zaten "Sen benim hiç sahip olmadığım kardeşim gibisin." diye. Fakat ailesi sayesinde her daim istediğine sahip olmaya alışık Jay bu durumu kabul edemiyor. Hatta bunu bir lütuf olarak görüyor ve soruyor "Başka kimi seçeceksin ki? Bir çiftçiyi mi, yoksa balıkçıyı mı?". Öyle ya, aşkını sunan bir aristokrat, reddetmek kimin haddine?

Hikaye akarken biz de Silas'ın geçmişi ve Jay'in ilişkisi hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Görüyoruz ki Jay'in Amerika'ya kadar olan arayışıyla Silas'ın yollarda oluş sebebi aynıymış. Bu noktada Silas ile aynı hırsı paylaşan kişiler de ortaya çıkınca hikaye aksiyon bekleyenlere istediğini vermeye başlıyor; veya çalışıyor diyelim. Filmde çatışma elbet var, fakat yüklü bir aksiyon veya gerilim yok. Bizi sonuna kadar tutan ikilimiz ve arayışları. Bir de muhteşem manzaralar.

Slow West, görülmeyi hakeden bir yapım. Western tarzını sevin veya sevmeyin, pek farketmiyor. Ortada kesin bir sonuca eren yol hikayesi var. Süresi kısa görünse de, hikaye bir şekilde toplanıp, sonuçlanıyor. Hatta öyle ki, araya komik anlar sıkıştırmayı dahi başarmış Maclean. Filmi bütün olarak beğenmiş olsam da, en sevdiğim sahne Jay ile büyük aşkı arasındaki o ilk an oldu. Büyük bir aşk, umut ve ideallerle sevdiği kadına koşan biri ve hayatta kalmaktan başka bir düşüncesi olmayan bir diğeri. Tüm bu aşk aldatmacası daha güzel anlatılamazdı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder