1 Temmuz 2015

Angst - 1983 (Fear - Korku)

KÜNYE 
Yönetmen: Gerald Kargl 
Senaryo: Gerald Kargl, Zbigniew Rybczynski 
Oyuncular: Erwin Leder 
Ülke: Avusturya 
Yıl: 1983 
Süre: 83 dakika 

Puan:    @IMDb

Gözlerindeki korku ve göğsündeki bıçak, annem hakkında hatırladığım son şeyler.

Hapishaneden yeni çıkmış bir adam (Leder) ne yapacağını bilmez halde şehirde dolanıp, sadistik fantazilerine yeni kurbanlar aramaktadır. Boş olduğunu  düşündüğü bir eve girer, ev sahipleri geldiğinde de onları esir alır.


Diyalogların olmadığı, sadece bir kaç kelimenin konuşulduğu, geriye kalan her şeyin bir dış sese bırakıldığı çok rahatsız edici bir film Angst. Michael Haneke filmlerinden farkı, belki de çekim teknikleri. Kullanılan teknikler o kadar yerinde ve harika, sinemarografi o kadar başarılı ki; insan düşünmeden edemiyor "Bu kadar yetenekli bir insan, neden iki filmle (bir kısa metraj bir de Angst) bırakır ki izleyicileri?".

Kahramanımız hapishaneden yeni çıkmış, akli dengesi yerinde olmayan fakat bunu bir şekilde gizlemeyi becerebilmiş bir sosyopat. Tek isteği öldürmek; ama zevk için değil. Her daim bir kılıfına öldürüyor. Temelde ise ihtiyaç. Önüne geçemediği bir hırs. Etrafına korku salabilmek, kendini güçlü hissetmek fiziksel olarak zevk duyduğu şeyler. Bu yüzden boş olduğunu sandığı eve birileri geldiği zaman kendini çok şanslı hissediyor. Mutsuz ve sorunlu bir çocukluk ve ergenlik geçirmiş; tek istediği ailesinden intikam almak. Kendini bir kez dahi olsa onlara karşı güçlü hissetmek.

Yönetmen devamlı alttan ve tepeden çekimler kullanmış. Bu görüşümüzü kısıtlasa da bizi o an ekranda kim varsa ona odaklıyor ve bu sayede biz de geriliyor, korkuyor, heyecanlanıyoruz. Bol bol eşleme yöntemi de kullanmış Kargl. Anlatıcımız konuşurken gördüklerimizle bir şekilde biz de bağ kuruyor, karakterimizin geçmişi ve sebepleri hakkında bir fikir edinebiliyoruz. Tabi bu yöntem sadece anlatıcı için geçerli değil. Hapishane ile sonradan kahramanımızın sahiplerini esir aldığı ev,  belirgin biçimde denk. Öyle ki o kocaman evde pek az eşya var, duvarlar boş, renkler soğuk. Aynı bir hapishane gibi. Kafe sahnesinde de örneğine rastlamak mümkün, ilk girişte gazete okuyan adamın elindeki gazetenin manşeti "War" (Savaş) olarak atılmışken, finaldeki sahnede ise "Pax" (Barış) olarak atılmış. Bu eşleme yöntemi ilk başta farkedilmese bile sonradan o kadar bariz biçimde kullanılıyor ki, kaçırmak imkansız.

Yönetmenin başarısı sadece kamera işinde değil, gerçi bir kaç yerde yansımalardan  kameraya ve kameramana rastlamak da mümkün, seçilen renkler ve tonlar da film için uygun ortamı hazırlamakta çok başarılı. Keza tekrarlayan müzik de aynı şekilde kişinin kalp atış hızını ayarlayabilen bir tını. 

Bir kaç oyuncuyla kısıtlı bir kadrosu var filmin, açıkçası başrol oyuncumuz hariç diğer oyunculuklarda belirgin bir acemilik var. Korku gösterebilmek yerine bazen sadece bakıyorlar. Fakat Leder çok başarılı.

Döngüsel anlatım seçen yönetmenimiz sayesinde film bir kez daha o pek güzel açılış sahnesine -benzerine- dönüyor. Sonunda kendi içinde bir suçlu bulsa da, final monoloğuyla sizi de jüri koltuğuna koyuyor. 

Not düşecek olursak, Gaspar Noé bu yapımdan çok etkilenmiş, öyle ki ünlü filmi Irréversible'deki tecavüz sahnesinin geçtiği mekan neredeyse birebir buradan alınmış. Genel anlamda o sekans bu filmden esinlenilmiş desek haksız sayılmayız aslında. Noé'nin tüm filmlerinde de bu filmden izler görmek mümkün. Kargl ise bu filmi Werner Kniesek adında bir seri katilin hayatından esinlenerek çekmiş, dış ses ise devamlı olarak Kniesek'in itiraflarından alıntılar yapıyormuş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder