4 Haziran 2015

Aguirre, der Zorn Gottes - 1972 (Aguirre, the Wrath of God - Aguirre, Tanrının Gazabı)

KÜNYE 
Yönetmen: Werner Herzog 
Senaryo: Werner Herzog 
Oyuncular: Klaus Kinski, Del Negro, Ruy Guerra
Ülke: Almanya 
Yıl: 1972 
Süre: 93 dakika

Puan:    @IMDb


Eğer ben, Aguirre, kuşların ölüp, ağaçlardan düşmelerini istersem, kuşlar ölüp, ağaçlardan düşecekler. Ben Tanrı'nın Gazabıyım!

16. yy'da, efsanevi altın ülkesi El Dorado'nun peşine düşen gruba, Don Pedro de Ursua (Guerra) liderlik etmektedir. Şartlar kötüleşince, El Dorado hayalinden vazgeçip geri dönmek ister; fakat gözünü para ve şöhret hırsı bürümüş yardımcısı Don Lope de Aguirre (Kinski) bu fikre karşı çıkar. İsteğini kabul ettiremeyince çareyi başkaldırmakta bulur. Aguirre'nin acımasızlığından korkan askerlerin boyun eğmek dışında bir çaresi kalmaz. Böylece, varlığı meçhul El Dorado'ya doğru geri dönüşü olmayan bir yolculuk başlar.
 
Muhteşem açılışı ve bir o kadar daha muhteşem finaliyle akıllara kazınan Aguirre, der Zorn Gottes katıksız bir delilik hikayesi. Aguirre yok olmak pahasına şöhret peşinde; yanındakileri de ölüme sürükleme konusunda tereddütü yok. Biz ise tüm bunları bir keşişin günlüğünden, Gaspar de Carvajal'den (Negro) öğreniyoruz.

Herzog, dediğine göre filmi 2 günde yazmış, set ekibi sadece 8 kişiden oluşuyormuş ve kamerası da okulundan çaldığı bir kameraymış. Sonraları itiraf ettiğine göre bu durumdan utansa da, yaptığı filmlerin kalitesi durumu az da olsa kurtarıyormuş -ona ne şüphe. Film çekimleri sırasında pek çok zorluklar yaşanmış, Kinski ile Herzog arasında kavgalar olmuş. Bu kavgalardan birinde Kinski büyük bir sinirle çadırlardan birine ateş açmış ve bir figüranın parmaklarından birinin ucunu kopartmış. Bir diğerinde ise Kinski filmi bırakmak istemiş, bu sefer ise Herzog olmuş silah çeken. Öncesinde Kinski'yi tehdit etmiş; işe yaramadığını görünce silahı kafasına dayamış. Yine sonraları itiraf ettiğine göre intihar etmeye niyetliymiş. Tüm bunlara rağmen, ikilinin bu ilk filmi, uzun süreli ve verimli bir ilişkinin başlangıcı olmuş.

Tüm sahnelerin spontane çekildiği bir film ancak bu kadar güzel görünebilir. Elbette bir senaryo var, fakat kısıtlı imkanlar dolayısıyla belli bir plana uyamamış Herzog. Her bir sahnedeki renk -elbette doğanın muhteşemliğinin etkisi büyük- sadelik ve kandırmacadan uzak, sadece yorgunluğa, açlığa ve deliliğe odaklı bir kamera; bu iki etkenin birleşimi muhteşem olmuş. Film ağır bir tempoda aksa da, yönetmenlik ve oyunculuktaki duruluk durumu rahatsız edici olmaktan çıkarmış; fakat filmin doğasından gelen huzursuzluğu çok güzel yansıtmış.

Oyunculuklar sade fakat hepsine iyi diyemeyiz, hatta çoğu vasat. Ancak filmin yıldızı, Aguirre rolünde Kinski, tedirgin edici derecede iyi. İlk sahnelerden gelen tekinsizliği, gittikçe artan hırsı, deliliği ve artık kaybedecek bir şeyi olmayan bir insanın caniliğiyle çok başarılı bir portre çizmiş. Bununla beraber sadece yolculuğa yanında getirdiği kızıyla beraberken gülüyor, bir tek onun yanında uysal.

Hevesli başlayan yolculuk yerlilerin saldırısı, kısıtlı yemek ve karadan uzak olmak gibi sebeplerle iyice sekteye uğrar. Günler geçtikçe uzaklaşan El Dorado hayali herkesi iyice bunaltmaktadır. Tam burada bir sahne var ki, filmde aç gözlülüğü çok iyi anlatan anlardan biri. Aralarında El Dorado İmparatoru seçtikleri şahıs, leş gibi bir salda, her yeri su içinde hesap yapmaktadır, "Topraklarım şimdiden İspanya'nın 6 katı. Düşmanlarımıza altından gülleler atacağız." ancak henüz ne bir karaya çıkmıştır, ne de gerçekten bir yerleri işgal etmiştir. Kaldı ki Aguirre'nin elinde yaşayabileceği meçhul.

Çok kısıtlı zamanda zor şartlar altında ne kadar iyi bir iş çıkartılabileceğinin en güzel örneklerinden biri Aguirre, der Zorn Gottes. Temposu ağır olsa da, Kinski'nin rahatsız performansı için dahi görülesi bir yapım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder