28 Haziran 2015

Sonatine - 1993

KÜNYE
Yönetmen: Takeshi Kitano 
Senaryo: Takeshi Kitano
Oyuncular: Takeshi Kitano, Aya Kokumai 
Ülke: Japonya 
Yıl: 1993
Süre: 94 dakika 

Puan:    @IMDb

- Eğer sert olsaydım, silah taşır mıydım?
- Ama kolayca ateş ediyorsun...
- Çünkü kolayca korkarım.

Yakuza lideri Murakawa (Kitano), patronu tarafından Okinawa'ya, iki klan arasında çıkan savaşa barış getirmesi için gönderilir. Yakuza'dan ayrılmayı düşünürken gelen bu görev kendisini düşündürür, en başından beri huzursuz bir şekilde gider Okinawa'ya. Kötü hisleri doğru çıkar, Okinawa'da kendisini ve adamlarını kötü sürprizler beklemektedir. 
 
"Beat" Kitano'nun sessiz, yer yer durağan, kimi zaman tepkisiz; kısacası alışık olduğumuz filmlerinden bir tanesi Sonatine. Filmi alıp götüren ne zor akan hatta yer yer anlaması zorlaşan hikayesi, ne oyunculuğu -özellikle Kitano'nun harika mimiklerle desteklediği karakteri Murakawa. Harika görsellik ve çocuksuluk, yaşama sevinci; sert görünüşümüz altındaki gerçek insan. Öyle ki an geliyor, film bitmesin isterken buluyorsunuz kendinizi. Bir yakuza filmi olmasına ve içerdiği şiddete rağmen, yine de komik, yine de sıcak bir film Sonatine.

Murakawa artık sıkılmıştır. Yorulmuştur. Yakuza ona göre gelmemektedir. Fakat bırakamaz. Patronunun aç gözlülüğü işleri kendisi için zorlaştırır. Büyüyen bölgesi iştahları kabartır. Ölüme gönderilir. Orada, Okinawa'da bir güvenli evde, bir kaç adamı, bir saldırıdan kurtardığı kadın (Kokumai) ile beraber tüm korkularından ve işin getirdiği yükten uzak biçimde yaşamaya, kısa süre için de olsa, gerçekten yaşamaya başlar.

Adamlarının içindeki çocuksuluk, Murakawa'nın yaşam sevinci, zoraki giydikleri rengarenk gömlekler, ayaklarındaki terlikler, yaptıkları danslar, sakeler ve biralar; karakterleri tamamen değişir. Ölüm elbette etraflarındadır, evlerine gidemezler. Ne olup bittiğini öğrenemediklerinden, ölüm korkusu her an akıllarının köşesindedir. Yine bu onları yaratıcı oyunlar oynamaktan -kağıttan sumo güreşi ve canlandırması, hemen ardından gelen havai fişek savaşı gibi- alıkoymaz. Kimi durumu çocukça bulsa da, hem zorunluluk hem de anlık rahatlık onları hiçbir şeyden geri tutmaz.

Hikaye olarak elimizde devrimci bir film yok. Patronu tarafından tuzağa düşürülen bir adamın anlatısı karşımızdaki. Fakat renkler, sahneler ve mekanlar o kadar harika ve Kitano bir yönetmen olarak o kadar başarılı ki, gözünüzü -bazen ne olup bittiğini anlamasanız da (sonunda açık uç kalmıyor)- bir an bile ekrandan ayırmıyorsunuz. Oyunculuklar her ne kadar başarılı olsa da, Kitano filmlerinde genel olarak hakim olan bir durağanlık, tepkisizlik var. Fakat tema ile birebir örtüştüğünden sıkıntı oluşturmuyor. Yine de vurulan adamları da, dans eden kadınları da aynı tepkiyle seyretmeleri tuhaf elbette.

Sonatine kimi izleyiciye sıkıcı, kimine de garip gelebilir. Sonuçta bir yakuza filmi olarak hareketten oldukça uzak; Murakawa ve kurtardığı kadın arasındaki ilişki ile romantizm rüzgarları estiren, yakuza elemanlarının tavırlarıyla da gayet komik bir film. Fakat Kitano'nun yakuza filmlerine yeni bir soluk getirmek istediği düşünülürse, film tam olarak olması gerektiği gibi. Muhteşem sonu da -sona gelene kadar olan sahnelerin güzelliğini saymazsak- filme harcanan dakikaların karşılığını fazlasıyla veriyor.
 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder