24 Mayıs 2015

Hana-bi - 1997 (Fireworks - Havai Fişekler)

KÜNYE
Yönetmen: Takeshi Kitano
Senaryo: Takeshi Kitano 
Oyuncular: Takeshi Kitano, Kayoko Kishimoto, Ren Ôsugi 
Ülke: Japonya
Yıl: 1997 
Süre: 103 dakika 

Puan:    @IMDb

- Bay Nishi nasıl bir dedektifti?
- Büyük bir polisti.

Nishi (Kitano) çocuğunun ölümünden sonra üzüntüden kurtulamamış, eşi Miyuki'nin (Kishimoto) da kansere yakalanmasının ardından girdiği depresyondan çıkamamıştır. Bunlar yetmezmiş gibi ortağı Horibe'nin (Ôsugi) vurulup sakat kalması ve ters giden bir baskın sonucu iş arkadaşlarından birinin ölüp, bir diğerinin yaralanması sonucu polisliği bırakmıştır. Karısının son günlerini iyi geçirtebilmek için tefeciden borç alıp, iyice dibe batar.
 
Artık hayatta kalmasının mümkün olmadığını öğrendiği karısını son bir kez mutlu etmek için inandığı her şeyden vazgeçen bir adamın şiirsel hikayesi. Film boyunca bize eşlik eden tablolar mükemmel, özellikle çiçek formlarından diğer canlılara öykünerek çizilenler görülesi. Bu tabloların Kitano'nun eseri olduğunu da ayrıca not düşelim.

Karşılaştığı sorunları hiç düşünmeden, en kesin yolla -göz çıkartarak, bayıltana kadar döverek ya da kafaya tek kurşun sıkarak- çözebilir. Ama sakat kalınca terkedilen arkadaşı için kahrolmak dışında bir şey yapamıyor. Ölen çocuğunu geri getiremiyor. Her gün ölüme biraz daha yaklaşan karısı için yalnızca yol arkadaşı olabiliyor.

Olan biten her şeyden kendini sorumlu tutan bir adam Nishi. Olayların her daim içinde ama asla müdahale edemiyor. Sadece bir izleyici. Bu da onu kahrediyor.

Mükemmel bir yönetmen işi çıkartmış Kitano. Film görsel olarak kusursuz. Tablolar ve doğa manzaraları, karakterlerin depresyonlarıyla ters orantılı olarak canlı, renkli. Kitano da görselliği daha ön plana almak için daha duru oyunculuklu ve az diyaloglu -Nishi neredeyse hiç konuşmuyor- bir film çekmiş. Herkesin içinde bulunduğu zorluk zaten ortada olduğu için, biz de sessiz kalmalarına hak vererek yanıbaşlarında bekliyoruz sonumuzu.

Zamanda atlamalarla veriliyor hikaye ancak Nishi'nin kıyafetinden hemen hangi durumda -polis, polislik sonrası- olduğunu anlamak mümkün. Anlatım, o yüzden, kafa karıştırmıyor. Elbette film tamamıyla karamsar bir havada değil, komik -komikliğini absürtlüğünden alan- bir çok sahne de mevcut. Özellikle absürtlüğün doruğunda bir soygun sahnesi var ki (bankadaki tablolar da Kitano'nun eserleri) anlam vermek pek zor. Kolaylığına ise diyecek yok.

Nishi, sanki olup biten her şeyin öcünü onlardan almak ister gibi herkese saldırıyor, fakat şiddet sahneleri ekrana pek yansıtılmıyor; bir kaç yumruk ve tekme haricinde olan biten hep ekranın dışında kalıyor. Bu da tutarlı bir tercih olmuş. Diyaloglar konusunda sessiz kalmayı seçen film, eylemler konusunda da ketum davranmış. Filmin en dokunaklı sahnesi de yine böyle bir şiddetten önce geliyor. Miyuki'nin, belki de kendi yerine koyarak, ölü çiçekleri sulama sahnesi.

Zaten Nishi'nin de yaptığı tam olarak bu değil mi?

Karı koca gezerlerken fotoğraflar da çekiyorlar elbet, fakat Nishi geri kalmak istiyor. Karısını o kadar seviyor ki, son anlarda böylesine sevgi gösterilerini ve böylesine anıları kaldıramayacağını biliyor. O yüzden filmin sonu insanın içine bu kadar işliyor. Filme adını veren havai fişekler gibi bir hayat yaşanıyor; bir anlık parlama ve sonra, yok.

Bam! 

Bam!





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder