3 Mayıs 2015

Okuribito - 2008 (Departures - Son Veda)

KÜNYE 
Yönetmen: Yôjirô Takita
Senaryo: Kundô Koyama
Oyuncular: Masahiro Motoki, Tsutomu Yamazaki, Ryôko Hirosue 
Ülke: Japonya 
Yıl: 2008
Süre: 130 dakika

Puan:    @IMDB


Çocukken kışlar bu kadar soğuk gelmezdi.

Başrolünde müziğin ve ölümün olduğu, "En iyi yabancı film Oscar'ı"nı almış hüzünlü bir film Okuribito.

Orkestrası dağıldıktan sonra işsiz kalan çellist Daigo (Motoki), hem yeni bir başlangıç yapmak hem de küçük bir yerde ekonomik zorluklarla daha kolay başa çıkabileceğini düşündüğünden eşi Mika (Hirosue) ile beraber çocukluğunun geçtiği kasabaya geri döner. Aradığı gibi bir iş bulamayan Daigo, kendisine uygun şartlar sunan ve adından ötürü bir turizm acentasına ait olduğunu sandığı ilana başvurur, kabul edilir. Ancak işin turizmle alakası olmadığını, oralarda pek hoş karşılaşmayan "ölüleri son yolculuğuna uğurlama" işi olduğunu öğrenince ilkin vazgeçmek ister. Fakat hem işveren Sasaki'nin (Yamazaki) ısrarı, hem de parasızlık kendisini işi almaya zorlar.

Daha 6 yaşındayken babası tarafından terkedilmenin acısını içinden silememiş olan bir karakter Daigo. Kendisini ve annesini  terkeden babasını affedememiş; artık yüzünü bile hatırlamadığı babasına karşı büyük nefret besleyen bu adam, hayatta bazı şeylerin akıp gitmesine izin vermenin gereğini yeni işinde öğrenecektir.

Yaptığı işin önemini önceleri farkedemez Daigo. Utandığı için eşine dahi söyleyemez ki, eşi öğrendiği zaman ilk olarak işten ayrılmasını ister kendisinden. Ancak Daigo artık işine bağlanmıştır; sonuç olarak eşi Tokyo'ya geri döner. Arkadaşları işini küçümser, insanlar iyi gözle bakmaz kendisine. Fakat bir ritüel şeklinde yaptıkları tabutlama işlemi bittiği zaman ölenlerin yakınlarının gözlerinden okunan minnettarlıkları, Daigo'yu çoktan doğru bir şey yaptığına ikna etmiştir.

Film asla ama asla temposunu değiştirmiyor, ölüme ve o son ritüele yakışır biçimde sessiz ve sakin bir şekilde devam ediyor; geleceği yavaş yavaş belli edilen finale kadar. Oyuncu seçimleri başarılı ama Yamazaki için ayrı bir paragraf açmak gerek. İçinde olduğu her sahneyi çalıyor, tüm dikkati üzerine topluyor. Yanında olan her oyuncu sıradan görünmeye başlıyor o konuşmaya başladıktan sonra. Filmin ilerleyişi de çok basit görünse de -bir ölüm ve ritüel, bir ölüm ve ritüel ve tekrar ve tekrar- aslında her ölümde Daigo da bir şeyler öğreniyor; kişiliği, filmin akışını değitirecek biçimde değişiyor. Belki de daha önce düşünmediği şekilde ölümü düşünmeye başlıyor, "Ölüm aslında ölülerle değil, geride kalanlarla ilgili bir şeydir.". 

Sakaki ve Daigo'nun ölümlere ve işlerine yaklaşımları saygılı ancak şakacı, bu şekilde olması da filmi kasvetli olmaktan kurtarmış. Bu yönüyle Six Feet Under ile benzerlikler gösteriyor diyebiliriz.

Daigo'nun yaşamak ve affetmek üzerine bir yolculuğu şeklinde de özetlenebilecek bu harika filmi seyredin. 

Ama sevdiğiniz insanlarla beraber.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder