3 Mayıs 2015

Tank Girl - 1995

KÜNYE 
Yönetmen: Rachel Talalay 
Senaryo: Alan Martin, Jamie Hewlet, Tedi Sarafian 
Oyuncular: Lori Petty, Naomi Watts, Malcolm McDowell, Ice-T 
Yıl: 1995 
Süre: 104 dakika 

Puan:    @IMDb

İyi dinleyin çünkü bunu bir kez anlatacağım. Masalcı teyzelerden değilimdir, o yüzden dikkatinizi verin.

Başrollerini Petty, Watts, McDowell gibi isimlerin paylaştığı bir filmde ne yanlış gidebilir ki?

Her şey.

2033. Dünya kaynakları tükenmiş, ekosistem yok olmuş. Baskıcı hükümetler, sömürgeci zenginler ve bir de zeki, hazır cevap, becerikli, ukala, esprili, başkaldıran, direnişçi, sevimli ve oldukça seksi kahramanımız Tank Girl, Rebecca (Petty) varlar. Dünyayı kurtarmak elbette onun işi, her ne kadar şartlar zorluyor olsa da.

Dünya'nın en çok ihtiyaç duyduğu madde olan su, Water&Power (W&P) tekelindedir. W&P'nin kötü niyetli yönetici Kesslee (McDowell) ise su kaynaklarını kontrol ederek dünyayı kontrol altında tutmak istemektedir. İsyancı bölgelerine yapılan bir baskın sonucu Tank Girl tutsak düşer, sevgilisi öldürülür, arkadaşı Sam ise bir gece kulübüne çalışmaya gönderilir. Tutsaklığı sırasında tanıştığı tamirci/mühendis Jet Girl (Watts)'ün de kendisine katılmasıyla artık iki kişi olan bu feminist ekip, ele geçirdikleri ve son model silahlarla donattıkları tank ve jet ile, Kesslee ve adamlarına kök söktürmek için yola koyulurlar.

Çizgiroman uyarlaması olan Tank Girl'ün neden iyi bir film olmadığı hakkında pek çok şey söylenebilir. Ancak denemediklerini söyleyemeyiz. Yine de kötü adam olarak insanların vücutlarındaki suyu tüketen bir adamı ve iyilerin tarafında savaşan -şiir ve müzik seven- kanguruadamları barındıran bir filme kötü derken, bir durup düşünmek gerekiyor.

Animasyon geçişlerle süslü, çizgiroman havasında geçen filmimiz, tam anlamıyla olmasa da manasız sahnelere, anlamsız diyaloglara sahip. Rebecca'nın sempatisi ve enerjisi filmi taşıyan en büyük etken. Watts ise oyunculuk yönünden zayıf kalıyor, elbette Jet Girl'ün Tank Girl kadar bir ağırlığı yok filmde, fakat yine de Petty'ye ayak uyduramadığı gün gibi açık. McDowell ise kendisinden alışık olduğumuz "şeytani kötü adam" rolüne yeni bir şey katmıyor, standart bir performans sunuyor. 

Filmin sürprizi ise kanguruadamlar. Süper asker deneyleri sonucunda insan ve kanguru DNAlarının birleştirilmesiyle yaratılmışlar. Devletin kendilerini terketmesiyle kaçıp, insanlardan uzakta şiir-müzik-kendi dinleri şeklinde bir yaşam sürmeye başlamışlar. Çok güçlüler, yükseklere sıçrayabiliyorlar, iyi niyetliler ve gerekli durumlarda ekstra cephane için her daim fazladan bir keseleri var. Bir insan, kanguruadamlardan daha fazla ne isteyebilir ki? Bunun dışında kangurular ve bir tanesi Tank Girl'e aşık.

Baştan sona anlamsız bir eğlence sunan bu yüksek enerjili western-distopyayı izleyin. Belki izlediğiniz en iyi film olmayacak, belki iyi bir film bile demeyeceksiniz hakkında; ama listemizdeki "en iyi kötü filmler"den birisi olduğunu hiç düşünmeden söyleyebilirim.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder