17 Mayıs 2015

The Killers - 1946 (Katiller)

KÜNYE 
Yönetmen: Robert Siodmak 
Senaryo: Anthony Veiller, Ernest Hemingway, John Huston, Richard Brooks 
Oyuncular: Burt Lancaster, Ava Gardner, Edmond O'Brien 
Ülke: Amerika 
Yıl: 1946 
Süre: 97 dakika 

Puan:     @IMDb

- Çok sıcak bir kasabaymış. Adı ne buranın?
- Brentwood.

Hemingway'in öyküsünden uyarlama bu harika kara film, aynı zamanda Lancaster'in de ekranlarda ilk görünüşü.

İki gangster Brentwood kasabasında yerel halkın sıklıkla tercih ettiği bir lokantaya gelirler. Aşçıyı ve bir müşteriyi depoda rehin alırlar, işletme sahibine İsveçli'yi (Lancaster) beklediklerini, geldiği zaman onu öldüreceklerini söylerler. İşveçli lokantaya sık sık ama illa ki saat 18.00'dan önce gelmektedir; o gün gelmez. Gangsterler çalıştığı yere gidip kaldığı yeri öğrenmeye çalışırlarken, serbest bırakılan rehinlerden biri İsveçli'yi uyarmaya gider. 

Öldürüleceğini öğrenen İsveçli hiçbir şey yapmaz. Gözlerini kapıya dikip katillerinin gelmesini bekler. Cinayet sonrasında polisle beraber olay yerine gelip miras şartlarını inceleyen sigorta görevlisi Reardon (O'Brien), olaya büyük ilgi duyar ve derinlemesine araştırmaya başlar. Böylece benzinlikten, boks ringlerine, hapishanelerden, soygunlara uzanan bir olaylar silsilesinin içinde bulur kendini.

Tarantino tarzı diyolaglara dayanan gerilim yüklü bir açılışa sahip bu filmde tempo bir an olsun bile düşmüyor. Olayların flashbackler ile açıklandığı ve haklı bir hesaplaşmayla son bulduğu bu yapım, gangster filmlerinin revaçta olduğu dönemlerde kendine doruk noktasında haklı bir yer ediniyor. Hatta hikaye anlatım tarzıyla, "kara filmlerin Citizen Kane'si" dersek abartmış olmayız.

İsveçli, genç ve gelecek vaadeden bir boksördür. Para ve sahip olduğu yakışıklılık, gençliğiyle birleşince başını döndürmüş, pek yarını düşünmeden yaşamıştır. Geçirdiği sakatlık sonucu boksu bırakması gerekince ilk şoku yaşamış, arkadaşının iş teklifini reddedip daha kolay ve çok kazanabileceği bazı karanlık işlere bulaşmıştır. Gördüğü ilk anda tutulduğu Kitty'nin (Gardner) elinde oyuncak olmuş -belki de daha önce hiç aşık olmadığından-, yıllarını hapiste geçireceğinden habersiz daha da büyük işlere batmıştır.

Lancaster, ilk rolü olmasına rağmen gayet iyi iş çıkartmış. O'Brien ve O'Brien aracılığıyla tanıdığımız diğer karakterler de öyle. Filmde görünüp de sadece bir anlığına dahi olsa parlamayan tek karakter bile yok. Hepsi iyi yazılıp, iyi oynanmış. Ancak filmin yıldızı tam bir femme fatale olarak karşımıza çıkan Gardner. Amacını ve sebeplerini son ana kadar anlayamadığımız Kitty rolünde Gardner, hem filmdeki karakterleri hem de izleyiciyi elinde tutmayı biliyor. Gardner'ın yeteneği güzelliği ile birleşince, karakterlere hak vermemek ve Kitty'ye sempati duymamak mümkün değil. 

Gerilim unsurunu daha da üste taşıyan müzikleri ve olayların benzinlikte bitmesine -başlamasına- sebep olan karmaşık kurgusuyla göz dolduran bu film, kara film ve gizem türlerini seven herkesçe görülmeyi hak ediyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder