23 Mayıs 2015

The Abominable Dr. Phibes - 1971 (İğrenç Doktor Phibes)

KÜNYE 
Yönetmen: Robert Fuest 
Senaryo: James Whiton, William Goldstein 
Oyuncular: Vincent Price, Peter Jeffrey, Joseph Cotten,
Virginia North 

Ülke: Amerika, İngiltere 
Yıl: 1971 
Süre: 94 dakika 

Puan:    @IMDb

Onu dışarıya böyle çıkarmayın! Hiç değilse yüzünü örtün. Ya da geri kalanını. 

Bir grup doktor garip biçimde ölmeye başlayınca, olayı soruşturan dedektif Trout (Jeffrey) arada bir bağ olabileceğini düşünür. Araştırmaları doktor Vesalius'un (Cotten) baş cerrah olduğu başarısız geçen bir ameliyata yönlendirir kendisini. Ameliyat edilen hasta masada kalmış, kocası Dr. Phibes (Price) ise haberi alır almaz yurtdışından yola çıkmış; fakat araba kazasında yanarak can vermiştir. Cinayetlerin kutsal kitaplardaki bir öyküdeki sıraya göre işlendiğini farkeden Trout'un elinde ölü kocadan başka şüpheli yoktur.
 
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim, filmde renkler her ne kadar güzel olsa da, müzik her ne kadar dikkatinizi ayakta tutsa da, korku filmlerinin efsanevi oyuncusu Vincent Price -ve sesi- her ne kadar kendinden bekleneni verse de, film, kısa süresine rağmen, dikkatleri uzun süre üstünde toplayamıyor.

Phibes, karısına delicesine aşık bir müzisyen ve teologtur. Karısının ölümünden sorumlu tuttuğu 9 doktoru, kutsal kitaplardaki bir lanet öyküsüne göre, sırayla öldürmeyi kafasına koyar. Sessiz Vulnavia'nın (North) da yardımlarıyla işe koyulur. 

Olayı araştıran polislerimiz, özellikle Trout, en hafif tabirle naifler. Trout her türlü ipucunu görebilmekten uzak, araştırma ve anlama problemleri olan, beceriksiz bir polis. Diğer memurlar da en az kendisi kadar beceriksiz ve eksantrik. Filmin komedi yönü polislerin içinde bulundukları durumlardan ve anlamsız diyaloglarından geliyor. Hal böyle olunca kötü olan karakterin yakalanmasını istemek yerine içten içe onun kazanmasını isterken buluyor kişi kendini.

Efektler ve makyajlar da çok kötü filmde. Elbette 44 yıl kadar önce bir zamandan bahsediyoruz ancak öncülü filmlerde dahi daha kaliteli makyajlara rastlamak mümkün. Bir de her cinayet sonrası tekrar eden sekanslar -balmumu heykellerin yüzlerinin yakılması (çünkü Phibes de araba kazasında yandı; herkesin ilk seferinde, daha az parlak olanlarımızın ise ikinci seferinde anladığı üzere) ve madalyonlara akıtılması- kişiyi filmden uzaklaştıran unsurlardan bir diğeri. Bu sekanslar her defasında tekrar etmek yerine daha kısa gösterilseydi, en iyimser tabirle, film 10 dakika daha kısa olabilirdi; ki bu da alınan zevki arttırırdı.

Bu kadar olumsuz yönden sonra filmin Saw serileri gibi işkence pornolarına ya da Se7en, Zodiac gibi cinayet filmlerine öncüllük yapmadığını söylemek, filme yapılacak en büyük hakaret olur.

Dahi Phibes'in kurmalı (clockwork) orkestrası filmin en ilgi çekici yanını oluştururken, Virginia North ise tartışmasız en güzel yönü.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder